-
1 beklenti
1. أمل [أَمَل]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. رجاء [رَجَاء]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey3. رجاة [رَجَاة]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey4. رجية [رَجِيَّة]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey5. طموح [طُمُوح]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey6. مأمل [مَأْمَل]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey7. مأمول [مَأْمُول]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey8. مبتغى [مُبْتَغًى]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey9. متمنى [مُتَمَنًّى]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey10. متوخى [مُتَوَخًّى]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey11. مرتجى [مُرْتَجًى]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey12. مرجاة [مَرْجَاة]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey13. مرجو [مَرْجُوّ]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey14. مرغوب [مَرْغُوبٌ]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey15. منظور [مَنْظُور]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey16. نجعة [نُجْعَة]Anlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey -
2 أمل
Iأَمَل1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. emelAnlamı: istek, dilek3. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma4. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istekIIأَمَلَ1. umutlanmak2. ummakAnlamı: bir şeyin olmasını istemek, beklemekأَمَلَّ1. usandırmakAnlamı: usanmasına yol açmak2. bıktırmakAnlamı: bıkmasına yol açmak3. bezdirmekAnlamı: bıktırmak, usandırmakIVأَمَّلَ1. umutlandırmakAnlamı: umut vermek2. umutlanmak3. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma4. ümitlendirmekAnlamı: umutlandırmak, umut vermek -
3 رجاء
رَجَاء1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. emelAnlamı: istek, dilek3. mahalleAnlamı: şehir, kasaba veya köyün bölündüğü parçlardan herbiri4. umutAnlamı: ummaktan doğan güven duygusu, ümit5. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma6. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
4 رجاة
رَجَاة1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. emelAnlamı: istek, dilek3. umutAnlamı: ummaktan doğan güven duygusu, ümit4. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma5. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
5 رجية
رَجِيَّة1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. emelAnlamı: istek, dilek3. umutAnlamı: ummaktan doğan güven duygusu, ümit4. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma5. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
6 مأمل
مَأْمَل1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. emelAnlamı: istek, dilek3. umutAnlamı: ummaktan doğan güven duygusu, ümit4. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma5. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
7 مأمول
مَأْمُول1. açarAnlamı: yemekten önce içilen alkollü içki, aperitif2. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey3. emelAnlamı: istek, dilek4. muratAnlamı: istek, dilek5. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma6. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
8 متمنى
مُتَمَنًّى1. açarAnlamı: yemekten önce içilen alkollü içki, aperitif2. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey3. muratAnlamı: istek, dilek4. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
9 مرتجى
مُرْتَجًى1. açarAnlamı: yemekten önce içilen alkollü içki, aperitif2. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey3. emelAnlamı: istek, dilek4. muratAnlamı: istek, dilek5. umutAnlamı: ummaktan doğan güven duygusu, ümit6. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma7. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
10 مرجاة
مَرْجَاة1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. emelAnlamı: istek, dilek3. umutAnlamı: ummaktan doğan güven duygusu, ümit4. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma5. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
11 نجعة
نُجْعَة1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. emelAnlamı: istek, dilek3. umutAnlamı: ummaktan doğan güven duygusu, ümit4. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma5. dilekAnlamı: bir kimsenin dilediği şey, istek -
12 مرجو
مَرْجُوّ1. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey2. muhtemelAnlamı: beklenen, olası3. mümkünAnlamı: muhtemel, olabilir4. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma -
13 منظور
مَنْظُور1. aynîAnlamı: göz ile ilgili2. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey3. muhtemelAnlamı: beklenen, olası4. görselAnlamı: görme ile, görme duyusuyla ilgili5. mümkünAnlamı: muhtemel, olabilir6. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma -
14 طموح
-
15 مبتغى
مُبْتَغًى1. açarAnlamı: yemekten önce içilen alkollü içki, aperitif2. hedefAnlamı: amaç, gaye, maksat3. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey4. meramAnlamı: istek, amaç, maksat5. kasıtAnlamı: amaç, maksat6. muratAnlamı: istek, dilek7. gayeAnlamı: amaç, hedef8. erekAnlamı: amaç, gaye, maksat, hedef9. garazAnlamı: hedef, amaç, maksat10. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma11. amaçAnlamı: erişilmek istenilen sonuç, gaye, hedef, maksat -
16 متوخى
مُتَوَخًّى1. açarAnlamı: yemekten önce içilen alkollü içki, aperitif2. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey3. muratAnlamı: istek, dilek -
17 مرغوب
مَرْغُوبٌ1. açarAnlamı: yemekten önce içilen alkollü içki, aperitif2. beklentiAnlamı: bir olgunun sonunda beklenen şey3. muratAnlamı: istek, dilek4. ümitAnlamı: umut, beklenti, umma5. amaçAnlamı: erişilmek istenilen sonuç, gaye, hedef, maksat